-
1 отворачиваться
несов.; сов. - отвороти́ться, прост. -
2 отвёртываться
несов.; сов. - отверну́ться1) ( отвинчиваться) gevşemekподтяни́ га́йку, чтобы не отверну́лась — somunu sıkıştır ki gevşemesin
винт заржа́ве́л, не отвёртывается — vida paslanmış, burkulmuyor
2) ( повёртываться в сторону) başını / yüzünü / arkasını çevirmekона́ с отвраще́нием отверну́лась — kadın iğrenerek yüzünü çevirdi
3) перен. (от кого-л.) birinden yüz çevirmek; dirsek çevirmekфорту́на от него́ отверну́лась — talihi / yıldızı döndü
-
3 отвёртывать
несов.; сов. - отверну́ть1) ( отвинчивать) ( vidalanmışı) sökmek2) (кран и т. п.) açmak3) ( поворачивать в сторону) çevirmekотверну́ть лицо́ к стене́ — yüzünü duvara çevirmek
-
4 обращаться
несов.; сов. - обрати́ться1) dönmekобрати́ться лицо́м к окну́ — yüzünü pencereye çevirmek
все взо́ры обрати́лись к нему́ — tüm gözler ona çevrildi
2) перен. yönelmekпоэ́т обрати́лся к социа́льным пробле́мам — şair toplumsal sorunlara yöneldi
его́ мы́сли обрати́лись к про́шлому — fikri maziye gitti
е́сли челове́чество обрати́тся к со́лнечной эне́ргии... — insanlık güneş enerjisine yönelse...
(дава́йте) обрати́мся к исто́рии э́того движе́ния — hareketin tarihine bakalım
3) başvurmak; müracaat etmek; seslenmek, hitap etmekобраща́ться к кому-л. с призы́вом / с воззва́нием — birine çağrıda bulunmak
обраща́ться к кому-л. с про́сьбой — birine ricada bulunmak
про́сьба обраща́ться к / в... —... müracaat edilmesi rica olunur
обраща́ться с предложе́нием — bir öneri yapmak, bir öneride bulunmak
обраща́ться к кому-л. за сове́том — birine akıl danışmak
обраща́ться к кому-л. с письмо́м — birine mektup yazmak
обраща́ться к врачу́ — doktora başvurmak
телеви́дение обраща́ется к миллио́нам зри́телей — televizyon milyonlarca seyirciye seslenir
обраща́ться к кому-л. с вопро́сом — birine bir soru yöneltmek
4) dönüşmek, haline gelmekвода́ обрати́лась в пар — su buhar haline geldi
5) тк. несов. davranmak, muamele etmekс ним обраща́ются, как с ребёнком — ona çocuk muamelesi yapıyorlar
6) тк. несов. kullanmakуме́ть обраща́ться с инструме́нтом — alet kullanmasını bilmek
См. также в других словарях:
çevirmek — i 1) Bir şeyin yönünü değiştirmek Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi. Y. Z. Ortaç 2) Öteki yüzünü görünür duruma getirmek Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu. Ö. Seyfettin 3) Döndürerek hareket ettirmek Resimleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt açmak — iskambil kâğıtlarını oyunculara dağıttıktan sonra koz olacak kâğıdın yüzünü çevirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAS'İR — Kibirlenmekten dolayı karşısındakinin yüzüne bakmayıp, yüzünü çevirmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
okumak — i 1) Yazıya geçirilmiş bir metne bakarak bunu sessizce çözümleyip anlamak veya aynı zamanda seslere çevirmek Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu. F. R. Atay 2) nsz Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek Gazete bile okumak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yönelmek — e 1) Belli bir yön tutmak, yüzünü belli bir yöne doğru çevirmek, teveccüh etmek 2) mec. Amaç olarak benimsemek Şiire veda etti ve sanatın başka bir bölümüne yöneldi, hikâye ve romana. Y. Z. Ortaç 3) mec. Hedef almak Suçlamalar bana yöneldi … Çağatay Osmanlı Sözlük